Çocuklarımızın gelecekteki meslek seçimlerinde oynadıkları oyunlar ve oyuncaklar önemli bir etkiye sahiptir. Oyuncaklar, bizlere çocuğumuzun yeteneklerini ve ilgi alanlarının hangi yönde ilerlediğini görmemizi sağlarlar. Bu yüzden çocuklarımıza seçtiğimiz oyuncaklar ve onlara sunduğumuz oyunlar da onların cinsiyetlerine göre ayrım yapmamalıyız. Bırakalım onlar kendi ilgi alanlarına göre oynayacakları oyunları ve oyuncakları seçsinler. Bizim görevimiz ise çocuklarımızı, onların ilgi alanları ve yeteneklerine göre gelişimlerini desteklemek olsun. Çünkü bugünün çocukları, yarının gelecekleridir. Hepimiz çocuklarımızın ileriki yaşamlarında başarılı ve mutlu olmasını isteriz. Bu yüzden çocuklarımıza oyuncak seçerken ve onlarla oynarken onların cinsiyetlerine göre ayrım yapmamalıyız.
BBC’nin yaptığı bir deneyde, çocuklara sunulan oyuncakların ve onlarla kurulan oyun içindeki etkileşimin çocukların cinsiyetlerine göre farklılık gösterildiği gözlemlenmiştir. Deneyin başında her çocuk kendi cinsiyeti dışında kıyafet giydirilerek odaya alınmıştır ve onlarla ilk kez karşılan gönüllü yetişkinlerin çocuklara sundukları oyun ve oyuncakların onların dış görünüşüne göre farklılık göstermiştir. Aslında her yetişkin kendi çocuklarıyla ya da çevresindeki çocuklarla vakit geçirirken kendi yetiştikleri kültürden izler taşırlar. Bizlere daha küçük yaşlarda gerek medyadan gerek aile tutumlarımızdan kaynaklı oynadığımız oyunlardan ,bizlere sunulan oyuncaklardan ve en önemlisi ailelerimizin bizlere karşı tutumlarımızdan bazı basmakalıp düşünceler oluştururuz.Örneğin;kızlar daha narin ve korunmaya ihtiyaçları vardır ,erkekler ise daha güçlü ve dayanıklı olmalıdır ;kızlar evcilik ve daha yumuşak yapılı oyuncaklarla oynamalı ,erkekler ise daha hareketli ve robotik tarzda oyunlar sunulmalı gibi.
Araştırmalar 2-6 yaş dönemindeki çocukların cinsiyet kimliklerini öğrendiğini(bir kız ya da erkek olduklarını),her cinsiyetle ilişkili aktiviteler,özellikler,oyuncaklar ve beceriler hakkında kalıplaşmış bilgiler edindiklerini ve cinsiyete göre yazılan bu oyunlara başladıklarını göstermektedir.
Yapılan araştırmalar şunu gösteriyor ki, çocukların oynadıkları oyunlar ve seçtikleri oyuncaklar ileride seçecekleri meslekleri hakkında ipuçları veriyor. Örneğin, oyuncak topa meraklı olan,toplarla daha fazla vakit geçiren bir çocuğun bedensel, sosyal iletişim,görsel uzaysal ve doğa zekasının daha fazla geliştiği ve ileride sporun takım halinde oynanan değişik dalları, Organizatörlük veya Mimarlık tarzı meslekler icra edebileceği yönünde düşünceler vardır. Aynı şekilde, küp bloklar ve oyun hamuruyla oynamaktan hoşlanan bir çocuğun; görsel, mantıksal, matematiksel ve bedensel zeka gelişimi açısından ileride seçeceği meslek dalları Mimarlık, Ressam, Heykeltıraş gibi sanatsal ve çizimsel kabiliyete dayanan iş bölümleri olabilir.
Peluş hayvanlarla daha fazla vakit geçiren bir çocuğun sosyal iletişim ve sözel zekasının daha fazla geliştiği ve ileride Halkla İlişkiler ve Psikolog tarzı meslekler de çalışabileceği. Aynı şekilde uzaktan kumandalı arabalar ya da legolarla daha fazla oynayan çocukların görsel-uzaysal ve mantık-matematik zekasının daha fazla geliştiği ve ileride İnşaat Mühendisliği ,Makine Mühendisliği gibi mühendislik dallarında bir meslek icra edebileceği yönünde düşünceler vardır.
Aslında bazı mesleklerdeki erkek egemenliğinin ,kadınların ve erkeklerin çoğunlukla belirli alanlarda çalışmalarının nedenini çocukluk dönemlerinde karşılaştıkları basmakalıp düşünceler ve onlar doğrultusunda sunulan oyuncaklarla sürekli vakit geçirmelerine bağlayabiliriz. Kız çocuklarına daha az robotik tarzda ya da legolarla oyunlar sunuluyor. Bu tarz oyuncakları uzmanlar mühendislik alanıyla bağdaştırıyorlar. Günümüzde mühendislik mesleğinin erkek egemenliğinde olduğunu ve mühendislik bölümünde daha az sayıda kız öğrenci olduğunu söyleyebiliriz. Hemşirelik alanı ya da öğretmenlik alanında da kadın egemenliğinin oluğunu da görüyoruz. Aslında bunların temel nedeni bizlerin çocuklarımıza daha küçük yaşta mesleklerin ve oyuncakların cinsiyetleri olduğunu belirtmemiz ve tavırlarımızın bunları destekler nitelikte olmasıdır. Hiç çevrenizde erkek anasınıfı öğretmeni gördünüz mü? Sayıları yok denecek kadar azdır. Hangi ebeveyn erkek çocuğunun evcilik oynamasına karşı çıkmadı. Belki de karşı çıkarak dünyanın en yetenekli aşçısını kaybetmiş oldunuz. Kız çocuğunuz polis olmak istiyorum dediğinde ,öğretmenlik kadınlar için daha uygun bir meslek ,polis olmak için güçlü olmak gerekiyor diye hiç çocuğunuzun bu düşüncesini değiştirmeye çalıştınız mı? Bazı psikologlar ve araştırmacılar ebeveynlerin bu tarz tutumlarını ve buna göre oyuncak seçimlerinin belirlemesini, mesleklerdeki kadın ve erkek egemenliğinin baskın olmasının nedeniyle bağdaştırıyor.
Oyun; çocuğun en önemli uğraşısıdır. Oyun oynarken öğrenir, gelişir, deneyim kazanır, eğlenir, sosyalleşir, yaşamsal becerilerini geliştirir, büyür, hayata hazırlanır…Oyunun en önemli aracı da oyuncaklardır. Çocukların oynadığı oyuncakların sadece kendilerini nasıl gördükleri ve ne gibi beceriler öğrendiklerine değil, aynı zamanda beyinlerinin fiziksel olarak nasıl geliştiğine de etkisi vardır. Aynı zamanda oyuncakların çocukların meslekleri üzerinde de oldukça etkileri bulunmaktadır. Çocukların seçtikleri oyuncaklar bizlere onların ilgi alanlarını ve ileride ne tarz bir meslekte çalışabileceklerini keşfetmemize ve bu yönde onlara yardımcı olmamıza olanak verir.
Bütün bunları geniş bir çerçevede düşündüğümüzde, çocuklarımıza seçtiğimiz oyuncaklar, onlarla bu oyuncaklar doğrultusunda kurduğumuz oyunlar ve oyun içerisindeki çocuklarımıza karşı olan yönlendirmelerimiz çocuklarımızın ileriki yaşamları için oldukça etkili ve önemli olduğunu unutmamalıyız. ’’’Bugünün çocukları ,yarının gelecekleridir.’’ İzin verelim onlar istekleri ve ilgileri doğrultusunda oyuncaklarıyla oyunlar kurup oynasınlar.
Comments